28 Ağustos 2013 Çarşamba

İzlediğim Filmler - My Name Is Khan


    Rızvan Khan (Shahrukh Khan) küçüklüğünü annesiyle (Zarina Vahab) ıssız bir yerde geçiren bir müslümandır. Annesi öldükten sonra Amerika'ya küçük kardeşinin yanına gider. Orada tanıştığı ve aşık olduğu Mandira (Kajol) adında dul ve Hindu bir kadın ile evlenir. Rızvan Khan aynı zamanda daAsperger sendromu hastasıdır. Bu hastalık Otizm rahatsızlığının bir çeşididir ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. 11 Eylül saldırılarından sonra Mandira'nın oğlu faşist kesimler tarafından döverek öldürülür. Öldürülme sebebi annesi evlendikten sonra Khan soyadını almış olmalarıdır. Bunun üzerine Mandira Rizvan'i terk eder. Rizvan ne zaman geri gelebileceğini sorunca, Mandira ona Amerika Birleşik Devletleri başkanına gidip, adının Khan olduğunu ama bir terörist olmadığını açıklamasını ve ondan sonra geri gelmesini söyler. Rizvan hastalığı dolayısıyla bunu ciddiye alır ve yolculuğuna başlar. Başkan ile buluşmadan geri dönmeyecektir ve ona diyecektir ki: "Sayın Başkan, benim adım Khan ve ben bir terörist değilim."
  
    HAYATTA 2 TÜR İNSAN VARDIR. İYİ İNSAN VE KÖTÜ İNSAN... Terörün dini yoktur. Filmin vermek istediği çok şey var ama en önemlisi buydu. Kesinlikle çok önemli gönderme. Hani biz Türkler her zaman kendimizi üstün, duygusal ve iman sahibi olarak görürüz her zaman haklıyızdır.Sadece biz insanızdır.Kimse kusura bakmasın öyle falan değiliz.Bu film sadece Başka milletten insanlara değil bize de ders olmalıdır. Filmde Khan Müslüman, eşi ise bir hindu. Ama ikiside iyi, Temiz saf insanlar. Peki ya Din. Din her zaman barış faktörü olarak bir amaç değil hep araç haline getirildi. Zaten sorun da burda değil midir ? Asıl olan kötü şeylerin, katliamların sebebi Din değil midir. İnsanların inançlarına göre müslümanlar teröristtir veya yahudiler katildir gibi damga yedirmek ne kadar doğrudur ? Filmin anlatmak istediği diğer bir konuya geçmek isterim. Filmde 11 eylül olaylarına değinilmiş Çünkü o insanlar ile müslümanlar arasındaki çatışmanın sebebi bu. Olaya onların açısından yaklaşmak istiyorum bir müslüman olarak. Düşünün bizim ülkemize Yahudiler bir saldırı düzenlese sevdiklerimiz ölse onlara karşı nasıl bir duygu beslerdiniz ? Gerçekçi olmak gerek çogumuz aynı tavrı sergilerdik. O yüzden kimseyi de eleştiremem bu konuda. Bu film tabi bu kadarla sınırlı değil.Politik konularda biraz daha ileri gidiyor ve meseleyi Amerikan başkanlık seçimlerine kadar getiriyor. Kısımen Bush başkanlıgını eleştirmiyor ama Obama'nın filmdeki tavırlarına bakılacak olursak Obama'ya karşı bir sempati besliyor yönetmenimiz. Bu kadarla kalmıyor film. Bu kadar siyasi politik hikayelerin arasında bize duygusal bir sunum yapıyor. Dostluk, aşk, aile, ırkçılık gibi birçok detayı da ustaca işliyor film. Ayrıca filmdeki başroldeki Khan otizm hastası.(Hastalıgının adını tam olarak hatırlayamıyorum). Sosyal hayatı kısıtlı bazı fiziksel aktiviteleri açısından kısıtlı bir insan. Düşünün gürültüye tahammulu yok. Işıklardan karşıya geçmek bile onun için çok zor. Onların hayatları gerçekten zor. Peki hayatlarının anlam bulması için ne yapılmalı ? Bakın filmde Khan'ın yengesi onun sorununu çözüyor. İnsanlardan çekindiğini ve diğer sorunlarını keşfediyor ve bu durumdan kurtulması için yardımcı oluyor.Kardeşi ona yapabileceği bir iş veriyor.Sorumluluk sahibi oluyor.Bu işi yaparken insanlarla iletişime geçiyor. Yeni insanlar tanıyor. Ve aşık oluyor. Artık hayat onun için daha anlamlı bir hale geliyor. Tabi şu da var. Kajol. Allah'ım bu kadını özenle yaratmış . Bu kadın otizm hastası adamla evlenmeyi kabul ediyor.O kadar iyi bir yüreğe sahip ki. Acaba yeryüzünde böyle insanlar var mıdır ? Yoksa sadece filmlerde mi olur böyle şeyler. Bu soruyu sormam bile attıgım başlıgı çürütür nitelikte.Demekki sadece iyi ve kötü insanlar yoktur. Eğer öyle olsaydı herkes güzellik aramazdı. Film hayatımda izlediğim en etkileyici filmlerdendir.
İzlemek İçin; Buraya Tıklayınız

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder